23 Temmuz 2013 Salı

“Olabilir, ayrıca bir de kuru ot yüklü, iki atın çektiği,ırmağı geçen araba vardı, Sol tarafta da bir ev, Evet , Öyleyse o ressam bir İngiliz , Olabilir,” José Saramago – Körlük – Can Yayınları Sayfa 148


JOHN CONSTABLE
İngiltere’de Suffolk köyünde bir değirmencinin oğlu olarak dünyaya geldi. Burası ressamın sanat hayatının büyük bir kısmında başvurduğu cennet görünüme sahip yerdir. Yeteneği ve geçirdiği mutlu çocukluktan edindiği görsel birikimle 19. Yüzyılda yetişmiş en iyi manzara ressamlarından biridir.
Kendisinden önce gelen sanatçıların gerçeği pek yansıtmayan resimlerine karşın, çevresini ve doğayı olduğu gibi ve canlı resmetmeyi başardı.
Bulutlara neredeyse hareket kazandırdığı ve kullandığı renklerin sıcaklığı ile adeta gerçekmiş gibi algılanan tabloları ününün yayılmasında etkili oldu.
1799 yılında Kraliyet Akademisine girdi. Aldığı eğitimi, kendi tarzında boyadığı kesik fırça darbelerini ve renk karışımını da birleştirerek kendi üslubunu yakaladı. Genellikle yüksek tepeler, bulutlu dağlar, ot yığınlarıyla kaplı alanlar gibi İngiltere’nin kırsal alanlarını resmetmeyi tercih etti.
SAMAN ARABASI, 1821, 130.5X185.5 cm, Ulusal Galeri ,Londra
Sanatçı birçok ressam ve düşünüre esin kaynağı olan Paris Salonunda sergilenen Saman Arabası serisiyle Kraliyet Akademisi üyeliğine getirildi.
Gerçeklikten başka hiçbir şeye aldırmayan sanatçı, sıcak bir yaz gününün öğleden sonrasının hissedilebilir varlığını bu tablosunda çarpıcı bir şekilde ortaya koyar. Bir gün köy sahnesi, bir nehri geçen saman arabası.

Tablonun içinde kendimizi kaybetmek, bayırlara düşen güneş lekelerini görmek, başıboş bulutları seyretmek, içtenlik,abartısızlık ilk gözümüze çarpan noktalar.