25 Şubat 2014 Salı

SAMED BEHRENGİ "KÜÇÜK KARA BALIK"



Maillerime bakarken arkadaşımın İran gezisinden gönderdiği bu fotoğraf yine içime cemre düşürdü. Samed Behrengi “Küçük Kara Balık”

Ben biraz geç tanıştım Küçük Kara Balık’la. Belki de en iyi zamandı. “Cemrenin suya düştüğü ilk geceydi.” İlk okuduğumdu da, sonrasında her okumamda da cemre yüreğime düşüyor, küçük kara balık aklıma düşüyor.

Behrengi belki çocukluğum masalcısı olmadı ama dünümün, bugünümün ve yarınımın masalcısı oldu.

İranlı fakir bir ailenin çocuğu olan Samed Behrengi, 1939’da Azerbaycan’da doğdu. Yaşadığı toplumu çok iyi anlayan ve kavrayan Behrengi, çocuklar için yazdığı hikaye ve masallarında İran toplumunun gerçeklerini anlattı. 1968’de kayboldu, cesedi  Aras nehri kenarında bulundu. Behrengi,” Çocuklar bu toplum babalarınızın size miras bıraktığı toplumdur. Yaramazlıklarınızı aza indirmelisiniz hatta bırakmalısınız. Toplumun sorunlarının üstesinden gelecek çözüm arayışları bulmalısınız. Toplumu tanımanın birkaç yolu vardır. Bu yollardan biri de kitap okumaktır. Kitapların hem en iyisi seçmeliyiz hem de sorunlarımıza yanıt verenleri. Öyküler, bizlere toplumumuzun gerçek resmini çizebilir; sorunları ve nedenlerini açıklayabilir. Öyküler okuyucuları yalnızca eğlendirmez. Bu yüzden ben de akıllı çocukların öykülerimi yalnızca hoş vakit geçirmek için değil, öğrenip bilgilenmek için okumalarını istiyorum.”

22 Şubat 2014 Cumartesi

KESİKBAŞ DANSI


Sanki elinde sıradan bir nesne tutuyormuşçasına sakin kendinden emin ve özgüveni tam bir kadın:Salome. Diğer yanda kılıktan kılığa girebilen yetenekli bir oyuncu:Serra Yılmaz. Her ikisi de bize bakıyor ve bir tepside kanlar içinde kesilmiş bir baş gösteriyor; bu Vaftizci Yahya'nın başı. Salome çok mutlu ve sakin,  Serra Yılmaz ise tedirgin çünkü Kral  Hirodias'ın üvey kızı Salome'nin gizli ve hain bir plan içinde olduğunu biliyor. Bu plan dahilinde Salome; aşkını geri çeviren, kadınlığını reddeden, aleyhinde durmadan konuşan, atıldığı zindanda kralın kendisini kurtarmayı bekleyen Vaftizci Yahya'nın kafasının uçurulması için annesiyle birlikte gerekli talimatları vermiştir.Salome yaptığı plana göre; üvey babası Kral Hirodias altın sarayının büyük salonunda güzeller güzeli  üvey kızının yapacağı erotik dansı seyrederken, Yahya'nın katli gerçekleşecekktir. Salome hiçbir erkeğin kendisini reddetmesine alışık değildir. Oysa Yahya onu aşağılamış ve reddetmiştir. Bu küstah hareket cezasını bulmalıdır. Hangi erkek olursa olsun, ister üvey baba, ister kardeş, isterse Vaftizci Yahya hepsi onun cinsel cazibesine ,çekiciliğine kapılmak zorundadır. Onu ölümsüz yapan da budur. O İncil'in anlattığı efsanevi kadın mitlerin eşsiz kadınıdır. Tarih öncesinin en baştan çıkarıcı demonik kadını olarak ön Rönesans ve yüksek Rönesans'ın ustaları tarafından İncil çıkışlı resimlerin baş figürüdür. Barok üslubun öncüsü Paola Veronesse onu yeniden yaratırken yeşil rengi özenle kullanmış, aralara serpiştirmiş ışığın lekelerine göre, gölgenin karattığı bölgelere doğru stratejik bir kullanım gerçekleştirmiştir. Salome'nin gökkuşağı tül giysisi dalgalandıkça zindanda zindanda akan kanın erki onu daha da şehvetli hale getirmiş ve kral Hiredos kendinden geçerek olup biteni hiç anlamamıştır. Bu sırada Serra Yılmaz da kuliste 'Veronesse Yeşili' bir kostüm giyerek Salome'nin hemen yanı başında oldukça kaygılı, O gibi olmadan, ama Oymuş gibi bize bakmaktadır.
Serra Yılmaz çağlar sonra zamanın akışında dönüşen ve değişen ne varsa onu temsil etmektedir. Kadim zamanlardan ihtiraslı bir kadın Salome ve 21. Yüzyıldan bilinçli bir kadın Serra Yılmaz; insan bilincinin evrim geçirmesi için bu kadar çağ mı geçmesi gerekmiştir!
Tabloda dişi ihtirasın taç yaprakları modelin göğsünde filizlenirken, Serra Yılmaz Veronesse yeşillikler koyulaşan bakışlarını okuyucuya çevirip birazdan olacakları bize haber veriyor. Ve Salome eğilip Yahya'nın kesik başını ölü dudaklarından uzun uzun öpüyor.
Kesikbaş Dansı. Güneşli Inal,Sanat Objesi olarak sanatçı, YapıKredi Yayınları