-Öncelikle merhaba, sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba ben Ceyhun Sevilmiş. Alaylı bir oyuncuyum. 15 yıl önce Yıldız
Teknik Üniversitesi Oyuncuları ile tiyatro yapmaya başladım. Aslen Gemi İnşaatı
ve Gemi Makineleri Mühendisliği okumama rağmen okul bittikten sonra mesleğimi
hiç yapmadım çeşitli tiyatrolarda, dizilerde kamera önünde ve kamera arkasında
çalıştım. Şu an pandemiden de kaynaklı olarak daha çok kamera arkasında
çalışmaktayım, Ağırlıklı olarak reklam filmi senaryosu yazıyorum ve görsel
animasyonlar tasarlıyorum.
-Rol aldığınız
kısa filmlerde oynamayı kabul etmenizdeki en önemli unsur neydi? Kısa filmlerde
oyuncu olarak, o filmde rol almanızı etkileyecek unsurlar neler? Kısa filmlerin
oyuncu açısından uzun metrajdan bir farkı var mı?
Kısa filmler, çoğunlukla maddi
anlamda uzun metraj film olanaklarına sahip olmadığı için genellikle kişisel
ilişkiler ve tanışıklık ile ilerliyor. Bu durum aynı zamanda oyuncuların maddi
odaklı olmasından ziyade performans odaklı olmalarına da dolaylı olarak katkı
sağlıyor. Ben dahil kısa filmlerde rol alan pek çok arkadaşım kısa filmleri bu
sebeple kendilerini geliştirmek ve daha çeşitli roller denemek için bir fırsat
olarak görmekteyiz. Bu nedenle rolün oyuncuya tanıdığı alan, senaryonun
yaratıcılığı pek tabi ki önemli bir etken oluyor.
-“Kısa
Film Söyleşileri” serisini hazırlarken yönetmenlere ortak olarak yönelttiğim
sorulardan biri de “oyuncu seçimlerinde iş kısa film olunca zorluk çıkıyor mu,
idi. Siz ne düşünüyorsunuz kısa film senaryoları gelince?
Aslında reklam filmi, uzun metraj film veya kısa film olmasının durumu
çok değiştirdiğini düşünmüyorum. Hepsi aynı derecede özen ve çalışma
gerektiriyor. Demin de dediğim gibi fiziksel şartlarından ötürü kısa filmler
çoğunlukla "deneme alanı" olarak görülüyor, oysa her sanat eseri
temelde bir düşünceyi ifade ediyor, bu düşünceyi ne kadar öz ve ne kadar yalın
anlatabilirseniz eser bence o kadar etkili oluyor. Üzülerek söyleyebilirim ki
"kısa" olduğu için özensiz yazılmış çokça senaryo gördüm. Oysa durum
bunun tam tersi, bir derdi uzun uzun anlatmaktansa daha yalın ve etkileyici
anlatabilmek daha çok meziyet istiyor. Bu nedenle oynamadığım kısa film sayısı
oynadığım kısa film sayısından daha fazla.
-Oyuncu
olarak kısa film çekimleri sırasında yaşadığınız zorluklar oluyor mu?
Kısa filmler amatör olduğu için
değil, ben çoğunlukla amatör kısa filmlerde rol aldığım için yaşadığım en büyük
zorluğun fiziksel imkansızlıklar olduğunu söyleyebilirim. Örnek vermem
gerekirse çekim yapılacak bir dış mekân için izin alınamamasından dolayı,
sahneyi hızlı bitirmek amacıyla hızlı hızlı, az tekrarlı oynamak yaşadığım
zorlukların en başında geliyor :) Ancak yıllarca amatör tiyatro yapan birisi
olarak bu zorlukları genellikle çekici buluyorum. Kişisel olarak fiziksel
imkanları yeterli, profesyonel setlerde daha çok zorlandığımı söyleyebilirim.
-Türkiye’de
ve dünyada kısa filme bakışı oyuncu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'de kısa filmleri çoğunlukla öğrencilerin çektiğine şahit
olduğumuz için sanki sektör profesyonelleri bu alana daha az ilgi duyuyormuş
gibi bir hava olduğunu hepimiz seziyoruzdur. Öte yandan yurt dışında dünya
çapında üne sahip onlarca kısa film festivali olduğunu da biliyoruz. Bu nedenle
yurt dışında kısa filmlere sanki daha çok önem veriliyormuş diyebiliriz ama
burada bilgi eksikliğim olduğunu da söylemem gerekiyor. Belki yurt dışında da
kısa filmlerle amatör olarak ilgilenenlerin sayısı çok daha fazla ama biz
sadece ünlü festivalleri bildiğimiz için yurt dışında kısa filmlere daha çok
önem veriliyor zannediyoruz. Bu durumdan çok emin olamamakla birlikte, sanki
kısa filmler dünyada Türkiye'de ciddiye alındığından daha çok ciddiye alınıyor
gibi geliyor.
-Türkiye’de
kısa film bazı yönetmenler açısından uzun metraj için bir basamak olarak
değerlendirilebiliyor. Oyuncular açısından da böyle bir değerlendirme söz
konusu olabilir mi?
Kesinlikle. Aslında yukarıda söylediklerimin hepsi kısa filmlerin bir
amaç olmasından ziyade araç olarak algılanması sonucunu doğuruyor. Pek çok
oyuncu için kısa filmler bir eserden ziyade uzun metraj filmler için audution
görevi görüyor. Ülke şartlarında bu ne yazık ki doğal bir sonuç, oyunculuk bir
meslek ve her meslek gibi maddi karşılığının alınması gerekiyor. Burada konu
sağlanan şartlarla ilgili, uzun metraj filmlerin getirdiği maddi kazanç ve
tanınırlık daha fazla olduğu sürece kısa filmler ne kadar güzel olursa olsun
bir basamak olarak algılanmaya sanırım devam edecek.