6 Şubat 2016 Cumartesi

Jan van Eyck “Arnolfini’nin Evlenmesi’



1434,82,2x 60 cm, yağlıboya, Londra Ulusal Galerisi
Ticari ilişkilerinden dolayı Flaman topraklarına giden İtalyan taciri Giovanni Amolfini ile Giovanna Cenami’nin evlenmelerini konu alan 1436 tarihli “Arnolfini’nin Evlenmesi” adlı tabloda sanatçı, Flaman Sanatındaki belgesel gerçekliği ve yoğun sembolizmi ortaya koymaktadır.
Burada günlük yaşamdan alınan bir kesitin, Flaman geleneğine uygun olarak tüm detaylarıyla yansıtıldığını, resmedilen nesnelerin gelişigüzel seçilmeyip, belli bir mesajı iletmek için grafik plandaki konumlarının büyük bir özenle belirlendiğini, objelerin ve renklerin sembolik değerler dikkate alınarak seçildiğini,ışığın etkilerinin önem kazandığını ve nesnelerin dokusal özelliklerinin özenli bir şekilde vurgulandığını görmekteyiz.
Mekan içi perspektifiyle resmedilen bir gelin odasında evlenen çift el ele tutuşarak bağlılık yemini eder vaziyette tasvir edilmişlerdir. Arnolfini sağ elini kaldırarak yemin ederken, karısı da elini karnının üzerine koymuştur. Resmi iki eşit parçaya bölen dikey eksen üzerinde birleşen çiftin elleri resmin odak noktasını oluşturmaktadır. Bu eksen üzerinde altta çiftin ayakları dibinde yer alan köpek, arka planda ayna ve gün ışığına rağmen mumu yanan metal avize, konumları ve sembolik değerleriyle yapıtın içeriğine ışık tutmaktadır.
Aynaya yansıyan görüntüden bu çiftin odada yalnız olmadığını anlıyoruz. Oda içinde çiftin karşısında duran iki figürün görüntüsü yansımıştır aynaya. Bunlardan biri nikahı kıyan şahıs, diğeri ise Jan van Eyck’ın kendisidir. Saatçı bu anın tanığı olmakta ve resmiyle de evlenme olayını ebedileştirmektedir. Aynı  zamanda ayna üzerine Latince olarak: “Johannes de Eyck fuit hic”(Jan van Eyck buradaydı) ibaresini  de yazarak bu durumu belgelemiştir. Ayna kuyumcu titizliğiyle işlenmiş olup, çerçevesi üzerindeki on madalyon içinde “İsa’nın Çektikleri” konulu sahneler yer almaktadır.
Renkler bilinçli bir şekilde Hıristiyan İkonografyasındaki  sembolik anlamlar dikkate alınarak kullanılmıştır.
Belirli bir kuruluş şemasına göre sembolik eşyalar yerleştirilmiştir.Bunlar ellerle aynı doğrultuda bulunan tavana asılı duran ve gündüz olmasına rağmen yanan bir mumun görüldüğü avize, tesbih ve süpürgeyle birlikte  Azize Margaret heykeli arasında yer alan yuvarlak dış bükey ayna ve eşlerin ayakların dibinde bulan köpektir.Özellikle bu tür köpeklerin sadakat sembolü olarak kadınlarla birlikte kullanıldığı görülmektedir. Ana niteliği evlilikte sadakat olan bu köpeğin, burada da aynı işleve sahip olduğu bellidir. Köpek ve çiftin birleşen elleriyle aynı doğrultuda yer alan avizenin metal olması ve üzerinde bir tek mumun yanması  nedeniyle, ruhu aydınlatan Tanrı ışığı gibi bir anlama işaret ettiği fark edilmektedir.  Küçük tahta Antakyalı  Azize Margaret heykelciği, doğum yapan kadınların koruyucusudur ayrıca  Meryem’in kadınların sevgisi üzerindeki hakimiyeti ve analık nitelikleriyle bir bütün teşkil ederek iffetli ve saf aşk kavramlarıyla birlikte Kutsal Aile olgusuna işaret etmektedir. Arnolfini yemin ederken, eşinin onun sürdüreceğini belirten bir hareketi yapmakta oluşu da bu anlamsal niteliklere uygundur.

Sanat tarihinin ünlü ve popüler yapıtları arasında önemli bir yeri olan bu tablo, Avrupa resim sanatının evlilik teması işleyen ilginç ve öncü örneklerinden biridir.

Hiç yorum yok: