Ne kadar uzun zaman olmuş çocuk kitabı okumayalı. Ve ne kadar iyi geldi “Sakız Sardunya”. Elif
Şafak’ın “Sakız Sardunya”sını bütün çocuklar hatta büyükler de okumalı. İsmini Sevmeyen Kız
“Sakız Sardunya”nın sıcacık hikayesi. Bulduğu
bir kürenin ardından Sakız Sardunya’nın
yaşadıkları ve notları biz büyüklerin şimdi ve büyümeye çalıştığımızda
yaşadıklarımız.
Soruları vardı Sakız Sardunya’nın küçükken benim de sorduğum. Anlamıyordu bazı şeyleri benim de anlamadığım gibi.
…”Anlamıyordu, nasıl oluyor da annesi sürekli bu tür laflar ediyordu. Ders çalışmazsan derslerin küser, yemezsen yemekler küser, evine davet etmezsen komşular küser, misafirliğe gittiğinde her ikramı bitirmezsen ev sahipleri küser…Sanki sürekli birilerinin kendisine darılmasından çekiniyordu. Acaba bu yüzden mi aynı ruju kullanıyor, saçlarını hep belli şekilde topluyordu? Makyaj malzemelerinin ve kıyafetlerinin kendisine küsmesinden mi endişe ediyordu?...
İsmini sevmiyordu, neden anne ve babası ona illa bir çiçek ismi vermek istiyorsa “Gül” ya da “Yasemin” dememişlerdi?
Kendini kitaplara vermişti. Küçüklüğünden beri kitaplar en yakın dostlarıydı. Kütüphanede Aysel Hanım’ın söylediklerine hangimiz katılmıyoruz ki?
…-“Sevdiğim kitapları yeniden okurum. Ve biliyor musun hep
şaşırırım. Çünkü tekrar okuduğumda sanki aynı eser değildir. Farklı gelir.”Soruları vardı Sakız Sardunya’nın küçükken benim de sorduğum. Anlamıyordu bazı şeyleri benim de anlamadığım gibi.
…”Anlamıyordu, nasıl oluyor da annesi sürekli bu tür laflar ediyordu. Ders çalışmazsan derslerin küser, yemezsen yemekler küser, evine davet etmezsen komşular küser, misafirliğe gittiğinde her ikramı bitirmezsen ev sahipleri küser…Sanki sürekli birilerinin kendisine darılmasından çekiniyordu. Acaba bu yüzden mi aynı ruju kullanıyor, saçlarını hep belli şekilde topluyordu? Makyaj malzemelerinin ve kıyafetlerinin kendisine küsmesinden mi endişe ediyordu?...
İsmini sevmiyordu, neden anne ve babası ona illa bir çiçek ismi vermek istiyorsa “Gül” ya da “Yasemin” dememişlerdi?
Kendini kitaplara vermişti. Küçüklüğünden beri kitaplar en yakın dostlarıydı. Kütüphanede Aysel Hanım’ın söylediklerine hangimiz katılmıyoruz ki?
Sakız Sardunya merakla dinledi.”Neden?”
“Aynı değildir çünkü değişmişimdir. Her gün yeni şeyler öğreniyoruz. Kitabı ilk okuduğumda daha az şey biliyorum, ikinci okuyuşumda daha çok şey. Okur değişince, okunan da değişiyor.”
…Biliyordu ki bazen büyükler duygularını açıkça anlatamazlardı. Onun yerine sevgilerini ufak tefek şeylerle dile getirirlerdi. Birinin en beğendiği yemeği pişirmek ona “Seni seviyorum” demekti.
Sakız Sardunya bir süre anneannesi ve dedesi ile kalmak zorundaydı. Bunu öğrendiğinde,
…Odasına dönünce bavuluna koyduğu günlüğünü çıkardı. Ona bir isim takmıştı: “Koca Ağaç”. Çünkü kağıtların ağaçtan yapıldığını biliyordu. Ne kadar çok kağıt harcanırsa o kadar çok ağaç kesmek gerekiyordu. Bu yüzden defterlerini dikkatli kullanıyor, boşa kağıt harcamıyordu.
Dedesi Kahraman Bey ve anneannesi Kiraz Hanım Şirindiyar Kasabası’nda yaşıyorlardı. Valizine Kütüphanede bulduğu cam küreyi de koyar ve macera o zaman başlar.
Efff : “Efsaneler, Hikayeler, Masallar Ülkesi.” Yeni arkadaşları ve Efff’e giderken yaşadıkları . Alfabestan Fikir Kampı ‘nı öğrendi.
…”Kampa çekilip, fikirleri teker teker değerlendiriliyor, işliyor ve yepyeni hikayeler, masallar, efsaneler geliştiriyoruz.”dediğinde arkadaşları
…”Bence herkes yaratıcıdır,” dedi Sakız Sardunya
Bu macerada;
…”Yani yapmak istemediğin bir şeyi sırf senden öyle beklendiği için yapacaksın, öyle mi?”
“Hayatta her zaman ipuçları olmaz.
“Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü o kadar önemli değil,”dedi arkadaşına. “İnsanlar sana haksız yere gülebilir.Ama bu onların sorunu.Senin değil. Sen güçlü ve sakin olmalısın. O zaman hiçbir laf seni incitmez.”
…”Matematikte iyi olmadığın için mi bu dersten korkuyorsun? Yoksa matematikten korktuğun için mi bu derste iyi değilsin?”
…”Demek endişelenmediğimiz zaman daha başarılı oluyoruz.”
…”O zaman yanında hep bir dostunla dolaş.”
“Ama nasıl? Her zaman bir arkadaş bulamam ki.”
“Bulabilirsin. Hem de senden hiç ayrılmayacak bir dost.”
“Kendin tabii! Seni her zaman anlayacak biri var içinde.
…Sakız Sardunya defterini çıkarıp bu sözü not etti: Bazen birinin ne dediğini bilmiyorsan, o konuşmadığı için değil, sen duymadığın içindir.
“Bakan göze göre her şey değişmekte. Kimine dev görünen, ötekine cüce.
Benim aldığım notlardı günlüğüme.
…Anladı ki Sakız Sardunya hayatta kolay diye bir şey yoktu. Hangi yolu seçerlerse seçsinler, karşılarına daima engeller ve engebeler çıkacaktı. Evet, her patikanın kendine göre sınavları vardı. Bu aslında o kadar kötü bir şey değildi. Önemli olan yapabileceğinin en iyisini yapmaktı. Üstelik her zaman kazanmak gerekmiyordu. İnsan kaybederken de çok şey öğreniyordu. Ve eğer öğrenmek bir kazanımsa, demek ki insan kaybederken de kazanıyordu.
Bu arada benim sihirli çiçek ismim: ÖKSE OTU