Mark Rothko 1903
yılında Markus Yakovlevich Rotkovich adıyla Rusya’da(Letonya) dünyaya gelir. 10 yaşındayken Rusya’dan
Amerika’ya göç ederler. Mark müziğe ve Yunan tragedyalarına ilgi duyan bir
gençtir. Liseyi bitirince Yale Üniversitesi’nden burs kazanıp psikoloji dalında
eğitim almak için yola çıkar. İkinci senesinde okulu bırakır ve New York’a
taşınır. Mezun olmadığı Yale Üniversitesi tam 46 sene sonra ona fahri doktora unvanı verir. Tiyatro
sevgisi sanatı algılama biçimini etkilemiştir. Ona göre resimleri “drama” ve
resmin içindeki formlar da “oyuncu” idi.
New York’ta bir
arkadaşını sanat okulundaki stüdyo dersinde ziyaret eder. Stüdyo dersinde nü
modelin resmini yapan öğrencileri görünce kendini ortama ait hisseden Marcus,
kendisi için doğru hayatın resimden geçtiğine karar verir ve Art Students League’e yazılır. Ressam George Bridgman’dan
yapısal anatomi, Amerika’nın ilk kübist ressamlarından Max Weber’den resim
dersi alır. Resmin sadece renk ve formdan ibaret olmayan daha derin ve ruhani
birşey olduğu düşüncesini taşıyan Max Weber, Marcus’un ufkunu genişletir.
Okuluna devam ederken bir avukatın yanında çalışan Marcus,kendisini Mozart,
Schubert, Beethoven, Shakespeare, Nietzsche ve Kierkegaart ile beslemektedir.
Eserlerinde güçlü
bir etki yaratmak isteyen Rothko,”Tüm resimlerim için tek arzum var, o da
kuvvetlerinin hemen ve açıkça hissedilmeleridir” der. Her zaman kendisi için
yapılan yorumlarda bahsedilen sakinlik ve huzur onun aklından bile geçmez.
“Resimlerimin sessiz ve dingin olduğunu düşününlere,” der,”onların zemininin
her bir karesine en mutlak şiddeti hapsetim.”
Rothko deyince
aklımıza her ne kadar geniş renk yüzeyleri, dev
dikdörtgenler ve kocaman tuvaller gelse de, sanatçının ilk çalışmaları
kent manzaraları, nü ve peyzajlardan oluşur. Resim kariyeri boyunca dört ayrı
dönemden geçmiştir. 1943-46 coşkulu formlar ve geçirgen sınırları denediği
yıllar, 1947-49 renklerle kurulan bir yüzeyde bir iki nesnenin öne çıktığı
kompozisyonlar, 1950 lirik boya kullanımının öne çıktığı dönem ve 1960’larda
monokrom boya kullanışı ile elde ettiği ifadeler. Büyük tuvaller kullanır, burada amacı
etkileyici ve gösterişli olmak değil, seyircisini sarmalayan bir etki
bırakmaktır. Küçük ebatlı resimlerin seyircisini deneyimin dışında bıraktığını
düşünür.
Erken
dönemlerinde canlı renklere öncelik veren ve çok az siyah kullanan Rothko,
ilerleyen yıllarda daha çok siyah kullanmaya başlar. Eserlerine nadiren tarih
eklemiştir. Eserlerinde stil ve tema kronolojisi yapmak zordur. 1940 senesinde resim yapmaz ve
Sanatçının Gerçekliği: Sanat Felsefesi başlıklı kitabı yazmaya başlar. Kitapta
modern sanat dünyası, sanat tarihi, güzellik kavramı, toplumda sanatçı olmanın
zorlukları gibi konuları ele alır. Kitabı yazarken güçlü bir resim yapma
arzusuyla kitabı tamamlayamadan resme döner. Yıllar sonra ortaya çıkan kitap
oğlu Christopher Rothko editörlüğünde 2005 yılında basılır.
1952 senesinde
Museum of Modern Art tarafından hazırlanan Fifteen Americans sergisinde Jackson Pallock ile yer alır. Sergide
sanatçılar ayrı ayrı sergilenir ve eserlerinin yanına kendi bildirilerini
asarlar. Rothko’nun bildirisinde; “bir ressamın zaman içinde bir noktadan başka
bir noktaya giderken ilerlemesi netliğe doğru olacaktır: ressam ve fikir, fikir
ve seyirci arasındaki tüm engellerin kaldırılması...bu netliği elde etmek
kaçınılmaz olarak anlaşılmayı gerektirecektir” yazar.
Sanat camiasında
artık tanınan bir sanatçı olan Rothko’ya New York Seagram Binası’nda açılması
planlanan şık bir lokanta olan Four
Seasons için resimler ısmarlanır. Zenginliğe ve gösterişe her zaman mesafeli
durmuş olan Rothko’nun projeyi kabul etmesi enteresandır. Bir gazeteci
arkadaşına projeyi kabul etme sebebini şöyle açıklar: “Resimlerimle bu odada
yemek yiyen değersiz insanları, tüm kapı ve pencereleri tuğlayla örülmüş bir
odada mahsur kalmış gibi hissettirmeyi ve iştahlarını kaçırmayı ümit ediyorum.”
Lokanta açılır, eserler henüz hazır değildir. Rothko eşini alıp oraya yemeğe
gider. Atmosferin aşırı süslü, snob olması ve yemeklerin fahiş fiyatları onu
çok rahatsız eder. Bu kitleye hitap edemeyeceğini söyler ve kendisine yapılan
$35.000 ödemeyi iade eder. 60’ların sonunda bu resimlerinden 9 tanesini Tate
Modern’a hediye eder. Tek talebi resimleri için sabit ve özel bir oda olur.
Rothko’nun Four
Seasons resimleri üzerinde çalıştığı dönemi ve bu süreçte kendisine yardım eden
hırslı asistanıyla arasında geçenleri konu alan tiyatro oyunu “Red”, 2009’da
sahnelenmiştir. John Logan tarafından yazılıp Michael Grandage tarafından
yönetilen oyunda Rothko’yu Alfred Molina, asistanı Ken’i de Eddie Redmayne
canlandırır. Müthiş kadrosuyla Amerika ve İngiltere’de sahnelenen tiyatro oyunu,
2010 Tony Ödüllerinde aralarında En İyi Oyun ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
ödüllerinin de olduğu toplam altı ödül kazanır. “Kırmızı” adıyla türkçeye Eser
Eserol tarafından çevrilen oyun, 2011-2012 sezonunda Devlet Tiyatrolarında
sahnelenmişti. Sanat Kurumu Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ( Nihat İleri) ve
En İyi Çeviri (Eray Eserol) alanında ödül kazanmıştı.
Resimlerin algısı
konusunda titiz davranan ve mimari öğeler yoluyla doğru algıyı oluşturmak için
eserlerine hangi mesafeden bakılması gerektiği konusunda titiz davranan
sanatçı, genellkle eserlerine ideal bakma mesafesini 45 cm olarak belirlemiştir.
Dominique Menil,
Houstan’da inşa ettireceği yeni bir şapel için Rothko’ya eser ısmarlar. Tüm
dinlere açık olan ve hiçbir dine ait
olmayan şapel projesi sanatçıyı çok heyecanlandırır. Kendi
buluşu olan sekizgen biçiminde inşa edimiş olan şapelin orta bölümü gün ışığı
ile aydınlanmak üzere tasarlanır. 14 resim yapar ve sanatçı yapıtlarını buraya
aynı biçimine sadık kalarak yerleştirir.
Çalışmalara devam ederken aort
anevrizması teşhisi konur. Oysa hayatının en verimli dönemlerini
geçirmektedir. Son eserleri, başka bir
boyuttan gelmiş, başka bir gerçekliği
görmüş ve onu resmetmiş gibidir. Erken dönemde kullandığı ışıldayan renkler
yerini artık sessiz tonlara bırakmıştır. Derin bir depresyona giren Rothko 25
Şubat 1970 günü, 67 yaşında hayatına son verir. Aynı gün Tate Modern’e hediye
ettiği 9 resim müzeye ulaşmıştır. 27 Şubat 1971’de Houston’da görkemli bir
törenle açılışı gerçekleştirilen Rothko Şapel, Mark Rothko’nun kariyerinde
zirve noktasıdır. Bir enstitü olarak Rothko Şapeli bugün hem müze hem toplantı
hemde gösteri amaçlı programlar için kullanılmakta. Şapel ayrıca pek çok faklı dinin bayramlarında ibadet yeri olarak
kullanılıyor.
“Rengin formla ilişkisi veya başka bir şeyle
ilgilenmiyorum. Trajedi, heyecan, kötü kader gibi temel insan duygularıyla
ilgileniyorum. Sadece renk ilişkilerinden etkileniyorsanız, asıl konuyu kaçırıyorsunuz
demektir! “ diyen sanatçı ve moda olmaktan, yanlış anlaşılmaktan çekinir.
Rothko, evrensel
bir sanatçı ve günümüz sanat piyasasının önemli isimlerinden biri olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder