17 Şubat 2021 Çarşamba

MÜREKKEPHABER'DE YAYINLANAN KISA FİLM SÖYLEŞİLERİ "SARA MOUSAVİ"

                                                           



-Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Sara Mousavi, 29 yaşındayım, İran’da doğdum ve büyüdüm, iki yıldır Türkiye’de yaşıyorum, ilk olarak Grafik Tasarım ile Sanat okumaya başladım, sonrasında Görsel İletişim lisansımı aldım. İlgim olduğu için stajer olarak bir ajansta kurgu öğrenmeye başladım ve bir yıl sonrasında, yüksek lisans yapmak yerine, (Iranian Youth Cinema Sociey) sınavına girdim ve orada (Filmmaking) olarak eğitim almaya başladım. Mezun olduk ama ekip olarak hocamıza ısrar ederek eğitime farklı mekanlarda çalışarak devam ettik. Senaryo kursları, profesyonel yönetmenlik eğitimi, film eleştirisi kursları devam etti. Başarılı yönetmenlerin tüm filmlerini analize ederek, çok şeyler öğrendik.

-Kısa film çekme, kısa film yönetmenliği yapma nedenleriniz,  bu yola giriş sebebiniz neydi?

Ben sanat yapmayı seviyorum, nedense hiçbir zaman sanattan hariç hiç başka bir şeyi cazip bulamadım, grafik ve görsel iletişim okurken, fotoğrafçılık dersimizde hocamız foto roman istemişti bizden, o gün foto roman için senaryo yazdığımda ve story board çizdiğimde, ilk kez kurgu yaptığımda iki gün uyuyamadım.  Ama bol enerji ile ödevimi teslim ettim. O gün yolumu keşfedip devam o yolda ettim.  5 sene geçmesine rağmen, hiç hissim değişmedi ve çok memnunum.

İran’da sinema okumak için üniversite ve dernek olmak üzere iki seçenek var. Dernek genelde 70% tecrübe ve 30% teori üzerine ilerliyor ve en iyi yönetmenlerimiz (Asghar Farhadi gibi) oradan mezun olmuştur. Orada eğitim alırken bir hocamız (Senaryo hocamız) çok iyi bir ekip oluşturdu. İlk filmlerimizi çekmeye başladık. Hocamız senaryoyu, kağıtta kabul etmiyordu, en kısıtlı imkanlarla, telefon vs film olarak göstermek zorundaydık, o nedenle ilk filmlerimizi daha yönetmenlik dersimiz başlamadan çekmiş olduk ve o işler sayesinde hep birlikte büyüyerek, team work öğrendik. Tüm hikayeler ya  kendimiz hakkında olmalıydı ya  hayatımızdan bir bakış ya da ilginç gördüğümüzolaylar. Bu heyecanları da yaşadıktan sonra kariyerime bu yolda devam etme kararı aldım.

-Sinema  kariyerinizi öğrenebilir miyiz?

 İran’da kısa film yönetmeni olarak çalışıyordum, kısa belgeseller ve tanıtım videolar yaptım. Türkiye’ye kariyer ve bilgilerimi geliştirmek için geldim ama maalesef burada sanat filmleri ve benim sevdiğim tarz sinemaya  çok değer verilmediğini  fark ettim. Aslında hayal kırıklığı yaşadım ama geldiğimden beri videoğrafer olarak çalışıyorum.

- Kısa film hazırlık ve çekim süreçlerinde sizi neler zorluyor? Hazırlık süreçlerinizi anlatır mısınız?

Closer & Feel you (İran 2015 ) filmi kendim telefonla çekip, kendim kurguladım ve en yakın arkadaşımı oynattım. "Feel you" için o dönemde "creative filmmaker" olarak başlık aldım ve dört uluslararası ve ulusal festivale katılabildim, iki festivalde semi finalist oldum.

 Eğitim sonunda proje olarak “ Before Sunrise” (İran 2016) filmimi çektim. Bu sırada artık en ilgi duyduğumuz hikayelerden senaryo yazıyorduk. İlk defa 10 kişilik bir ekip ile çalıştım ve hikâye köyde geçtiği için çok büyük bir challenge oldu. Köy dilini bilmediğim için destek istedim ve zor günler geçirdik ama çok büyük bir tecrübe kazandık. O günler yönetmenliğin gerçek zorluklarını ilk defa yaşadım. Oyuncularda  her zamanki gibi deneyimli değildi, ekiple iletişim kurmak, hem çok yakın arkadaşlar hem proje süreci olduğu için  herkesi doğru şekilde yönlendirmek çok büyük bir deneyimdi.

Return from Halfway (İran 2018)  Bu filmi çekmek için ilk defa çok uzun süre zaman ayırıp  sanatta en sevdiğim tür olan  surrealizm  tarzına göre  senaryo yazdım ve en yakın arkadaşımla birlikte çalışıp, bütçeyi ayırabildik. En büyük yaptığım hatayı profesyonel oyuncu seçmeyerek yaptım. Bu film beni başka bir insan yaptı diyebilirim. Bizim ekibimizin gücünün  bütçesinin  ve imkanlarının  çok çok fazlasıydı ama  herkes tüm gücünü kullanarak emek verdi. Son planı çektiğimizde, tüm ekip sokakta bayılmıştı ama güzel sonuçlarla beraber gurur verici  bir çalışma oldu. Return from Halfway sayesinde İran’daki en iyi festivallere gidebildim hayatımdaki çok değerli varlıklarımdan biridir.

“Couchsurfer” (Turkey 2020) Son filmimi İstanbul’da çektim ve inanılmaz zorluk yaşadım, işimden izin alamadığım için istifa etmek zorunda kaldım, bazı sebeplerden dolayı film bir kez 20 gün ertelendi. Yabancı olduğum için dezavantajlarım ve avantajlarım oldu. Ama mutsuz değilim. Çok memnunum ve yine de ne zaman gücüm varsa, kendime geliştirmek için ve güzel bir sanat çıkartmak için elimden geleni yapacağım.  Kendi ekibimizden en yakın arkadaşlarım ses ve görüntü için Irandan yardıma geldi ve çok iyi iki oyuncuyla tanışmış oldum. Bu filmimi kendime çok yakın hissediyorum. Umarım iyi sonuçlar alabiliriz.

-Kısa film, uzun metraj film çekmek için bir aşama mı, neler düşünüyorsun bu konuda?

 Benim  şahsen film çekmekten amacım, kafamın içindekileri göstermektir, hayatta çektiğim zorluklar karşısında susma durumda kaldığım zamanlar oluyor ve bu benim yazmama sebep oluyor. Eğer bir gün güzel bir hikayem varsa ve daha uzunsa kesinlikle çekerim. Bence eğer çekeceğimiz hikayemiz kısaysa kısa veya uzunsa uzun olmalı. Amaç sadece "film çekmek" olmamalı.

- Kadın  yönetmen olarak Türkiye’de ve İran’da bu alanda çalışmanın zorlukları nelerdir?

 İran’da çok güzel ve sağlam bir çevrem vardı, herkes sinemaya aşık ve birbirimize destek olan bir gruptuk. Hep beraber çalıştık. Buraya geldiğimden beri, sürekli çevre yapmaya çalıştım ama burada benim gördüğüm kadarıyla ya sinemacılar finansal sebepler için çevre yapar veya kadın olduğum için başka konuları giriş yapmak ister. Benim dezavantajım, burada üniversitede okumamaktı. Oralarda daha sağlam ilişkiler kurup  gerçek sinema aşkıyla buluşmuş insanlarla tanışmış olabilirdim diye düşünüyorum.

-Türkiye’de  ve İran’da kısa filme bakışı nasıl değerlendiriyorsunuz? Biraz daha genellersek Türkiye- İran ve Dünya’da kısa filme bakışı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 İran’da kısa film çok değerli. Yapımcılar sürekli festivallerdeki  başarılı olan  kişileri keşfedip, İran sinemasının  geleceğini düşünüyorlar. Festivaller çok kaliteli, filmler çok çok başarılıdır. Ben çok yetenekli, hayal gücü ve cesareti yüksek olan kişiler tanıyorum bu festivallerden  Açıkçası  Türkiye’deki bazı  festivaller de öyle bir kalite görmedim :( Ben Türkiye sinemasını hep sanatsal, Reha Erdem, Nuri Bilge Ceylan ve Fatih Akın sanıyordum. Ama en büyük gördüğüm sorun hem kısa hem uzun metrajdaki filmlerde, yönetmenlik ve senaryo. Beni umutsuz eden şey burada kendi işimi yapamamam.  Sebebi, dört sene aldığım yönetmenlik eğitimimi tam anlamıyla   kullanamamam. Hikayeler çok güzel bir vitrinde gösteriliyor ama sonuçta, vitrin hariç, planlar arkası incelendiğinde  çok bir zaman ayrıldığı  görülmüyor.

-  Çektiğiniz kısa filmlerin senaryolarında çıkış nedenleriniz neler oluyor, daha doğrusu neler size bu senaryoları yazdırıyor?

Yukarda bahsetmiştim ama gerçek hayatta konuşamadığım, susmak zorunda kaldığım veya konuşmaktan daha fazlasını  istediğim bir güç olduğu zamanlar yazıyorum.

-Oyuncu seçiminde iş kısa film olunca zorluk çıkıyor mu? Bu aşamada İran ve Türkiye ilgili kıyaslama yapabilir misiniz?

İran’da çevrem çok geniş olduğu için asla sıkıntı yok. Hem sinema hem tiyatro oyuncuları yardımcı olurlar. Burada çekmek istediğim kısa film için 150 oyuncunun audition izledikten sonra ve kaç gün prova yapılmasına rağmen, test gününde oyuncuların performanslarını düşük buldum. Çok güzel bir dille nedenini sorduğumda bana "bize karavan mı ayarladın ki güzel oynayalım" cevap verildi ve kaç kez daha kötü davranışlar için, on gün ertelenmeye karar verip, tekrar oyuncu bulmak zorunda kaldım.

-Sinema sektöründe kariyer yapmaya karar verdiğinizde bu alanda sizi etkileyen yönetmeler, filmler oldu mu?

Beni aslında çok etkileyen  yönetmenler var. Yorgos Lanthimos, Daren aronofsky, Andrey Zvyagintsev, Reha Erdem vs.

-Son olarak yeni projeleriniz var mı? Bu salgın döneminden nasıl etkilendiniz?

Hazır bir senaryom var ama eski kısa filmimi çekmek istediğimde, izin olmadığım  için işimden  ayrıldım, filmi çektim ve pandemi başladı, her neyse iş bulmak o dönem imkansizdi ve çok finansal problem yaşadım. Sonuçta benim en güzel günlerim, film çektiğim ve hazırlık yaptığım günler olduğu için iyi bir zaman bekliyorum. Bu sefer daha iyi şartlarla ve daha hazır olduğum zaman çok güzel bir sanat çıkartmak dileği ile.

Hiç yorum yok: