malta edebiyatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
malta edebiyatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ekim 2018 Pazartesi

Onu Görmeye Gittim


                                                              


Orta Akdeniz’in kalbi Malta’dan Akdeniz Sıcaklığındaki Öyküler “Onu Görmeye Gittim”
Kalem Ajans’ın Türkçe’de yeterince yer bulamamış dillere ve ülke edebiyatlarına ağırlık vererek “Kısa Öykülerden Uzun Bir Köprü” olarak adlandırdığı  projede  dünyanın yedi ülkesinden yedi kısa öykü kitabı seçilmiş. Çalışmada “Bir edebiyat köprüsü inşa ediyoruz” mottosuyla  yola çıkılmış ve ülke edebiyatlarının tanıtıldığı bu seride bütünlüğü yakalamak için çizerlere de yer verilmesi düşünülmüş. Her kitabın kapağı için o ülkenin çizeriyle çalışılmış. Böylece kitabı elinize aldığınızda, kapaktan öykülere kadar o ülkenin genç yetenekleri ile karşılaşıyorsunuz.
“Onu Görmeye Gittim” bu proje kapsamında Mehtap Gün Ayral’ın çevirisi ile İngilizceden dilimize kazandırılmış. Kitabın aslı Maltaca yazılmış olmasına rağmen Maltacadan Türkçeye çeviri yapacak bir çevirmen bulunamadığından projede köprü dil kullanılarak çevrilen tek kitap “Onu Görmeye Gittim” olmuş. Malta Edebiyatı’ndan örneklere Türkçede çok rastlanmadığı için Malta Edebiyatı’nın en önemli isimlerinden Pierre J. Mejlak’ın Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödül kazanan bu kitabı Türkçeye kazandırılmış.
Mejlak, Akdenizliliğin hissedilir sıcaklığı, keskin gözlem gücü ve insanların farklı ruh hallerini gösterme becerisiyle iyi bir yazar olduğunu kanıtladığı kitapta karakterlerin çeşitliliğine hayran olmamak elde değil. Geçmiş ile geleceğin, hayal ile gerçeğin tam olarak neresinde olduğuna karar veremeyen karakterlerin öykülerini okuyoruz Mejlak’ın kitabında.  Orta Akdeniz’in tam kalbinden, Malta Adaları’ndan hikâyeler anlatan Mejlak’ın yazılarında göç, ölüm, hatıra, ev kavramı önemli yer tutuyor.
1982 Malta doğumlu olan ve 2010’dan beri Brüksel’de yaşayan, Pierre Mejlak, gazetecilikten, dergiciliğe, editörlüğe, ve yayıncılığa kada bir çok işte görev yapmış.  Çok sayıda ödül sahibi olan Mejlak’ın hikâyeleri İngilizce, Fransızca, Katalanca, Arapça, İspanyolca ve İtalyanca dahil pek çok dile çevrilmiş.  
Maltacadan İngilizceye Antonie Cassar ve Clare Vassalo’nun, İngilizceden Türkçeye Mehtap Gün Ayral’ın çevirdiği “Onu Görmeye Gittim”in Yayın Yönetmeni Nermin Mollaoğlu, Yayın Koordinatörü Hazal Baydur. Önsözünü “Şaşaalı Karanlık” başlığı altında Sinem Sal kaleme almış.
“Ütü Masası”, “Onu Görmeye Gittim”, “Karga”, “Elçi”, “Onun Kokusu”, “Samira’ya Seslenmek İstiyorum”, “Hükümet Darbesi”, “Yabancı”, ” Zeka Küpü ve Kız”, “Papağan Çığlığı”, “Narlı Ev”, “Bu Son Yazın, Amy”, “Nuria Angels Barrera” olmak üzere on üç öyküden oluşan kitapta birbirinden farklı karakterlerle, tanıdıklarımıza hatta kendimizle karşılaşıyoruz, cenaze evlerine, hastane koridorlarına gidip, geçmişinden kurtulmaya çalışan kaçakçıların yol arkadaşı oluyoruz.
Öykülerde, bir karganın  genç bir çiftin ilişkisi seyrini değiştirdiğine, genç bir çocuğun  yanmış kibrit çubuklarıyla arkadaşlık edişine, bir kadının kocasının  ölüm haberini eve gelen bir polisten öğrendiğinde hiç olmadığı kadar rahatlamasına, ütü masasından kurtulmak isteyen adamın yaşadıklarını,  ölmekte olan bir babanın  oğlunu mazide kalmış aşkının küllerini bulmak üzere çıkardığı yolculuğa tanıklık ediyoruz. Geçmiş ve gelecek, iç ve dış, hayal ve gerçek arasında yaşayan insanların öykülerini okuduğumuz “Onu Görmeye Gittim” Kalem Kültür Yayınlarından 2018 yılında basılmış.
Önsözden; “...Daha sonra küpe sol avucunda, zar zor kapı kasasına yaslanıp, gitme vaktinin geldiğini anlayarak ayaklanan misafirlerin ellerini sıkarak görevin yerine getirdi ve onları yolcu etti. Geçirdiği her kadını öperken kulaklarına bakıyordu.
Ve böylece her bir kulak, uzun gecelerde, hiçbir sırrı ifşa etmeye niyetli olmayan bir yatakta uzanırken, birinin ona anlatmasının özlemini çektiği birer öyküye dönüştü.”
Sonsözden; “... Kadın kahverengi ceketinin cebinden şeker paketini çıkarır ve muzip bir tavırla, bak ne getirdim, diye fısıldarken, adam ona kendisini utandırdığını söyledi. Sonradan çok parfüm sıktığı, bu yüzden başına ağrılar girdiği, bütün gece hapşırttığından yakınmasının da sebebi buydu. Yine sonrdan arabada adam suskundu, bir yerde durup çok sevdiği sıcak çikolatadan içmek ister mi diye kadına sormadı bile. Bunun yerine elli kilometre sabit hızla, tek kelime etmeden doğruca eve sürdü. Ve annesinin ölümünden sonra kendini bir başka ıstıraplı güzel anıdan kurtardığını düşünerek yatmaya gitti.”